Keçi

Yaşam Süresi:  yıl  Yavru Sayısı: 2 Gebelik Süresi:  150 gün
Yaşam Süresi: yıl Yavru Sayısı: 2 Gebelik Süresi: 150 gün

Adı           : Keçi, boynuzlugiller (Bovidae) familyasının sığırlar (Bovinae) alt familyasından Capra cinsini oluşturan memelilere verilen ad.

Yaşam Alanı           : Bütün dünyada yaygındır.

Beslenme              : Otçul; ot, yaprak, vs

Ağırlık ve Boy         :

Çoğalma               : Gebelik süresi ortalama 150 gündür. Yavru sayısı 2

keci (1)

Genel Bilgiler         : Sarp yamaçlara rahat tırmanır, patika ve uçurumlar kenarında dolaşmaktan çekinmezler. Bundan dolayı zor geçitlere “keçiyolu” denir. Evcil olanları sütü, derisi ve tiftiği için beslenir. Taze filiz ve yaprakları severler. Otları kökleriyle sökerek yediklerinden toprağın verimini azaltırlar. Yaşlı bir erkeğin önderliğinde sürü halinde gezerler. Yabanileri ormanlarda çalı ve genç ağaçların filiz ve kabuklarını yediğinden büyük zararlara sebep olurlar.

Yavrusuna “oğlak”, erkeğine “teke” denir. Malta keçisinin boynuzları yoktur. Gerdanında memeye benzer iki uzantı mevcuttur. Beyaz ve uzun tüylü Keşmir ve Ankara keçilerinin tiftiği gayet makbuldür. En bol süt vereni Malta keçisidir. Saanen keçileri dünyada en çok süt veren keçi cinsisidir. Yıllık laktasyonu 1000 kg civarındadır. Derilerinden eldiven, çanta ve ayakkabı yapılır. Tüyleri dokumacılıkta kullanılır. Sütü az yağlı ve besleyicidir. Eski çağlardan beri evcil olarak insanoğlunun hizmetindedir. Türkiye’de Ankara keçisi, tiftik keçisi ile kıl keçisi yetiştirilir.

Türler

  • Capra aegagrus – Yaban keçisi
  • Capra aegagrus aegagrus – Anadolu yaban keçisi
  • Capra aegagrus turkmenica – Türkmen yaban keçisi
  • Capra aegagrus blythi – Sind yaban keçisi
  • Capra aegagrus cretica – Krete yaban keçisi
  • Capra caucasia – Kafkas keçisi
  • Capra cylindricornis – Dağıstan yaban keçisi
  • Capra hircus – Evcil keçi
  • Capra falconeri – Burma boynuzlu keçi
  • Capra falconeri heptneri
  • Capra falconeri chialtanensis – Çiltan yaban keçisi
  • Capra falconeri megaceros
  • Capra falconeri jerdoni
  • Capra ibex – Dağ keçisi
  • Capra ibex ibex – Alp dağ keçisi
  • Capra ibex nubiana – Nubia dağ keçisi
  • Capra ibex sibirica – Siberya dağ keçisi
  • Capra pyrenaica – İspanya dağ keçisi
  • Capra pyrenaica pyrenaica – Pirene dağ keçisi
  • Capra pyrenaica lusitanica
  • Capra walie – Sudan dağ keçisi

Ankara Keçisi

Ankara keçisi veya bu keçinin yakın bir varyetesi, Orta Asya orijinli bir kavim olan Sümerler tarafından büyük bir olasılıkla milattan 4000 yıl kadar önce biliniyordu. Sümerler tarafından Mezopotamya bölgesine yakın yaylara ve daha sonra XIII. yüzyılda Oğuz Türkleri tarafından Ankara yöresine getirildiği sanılmaktadır.

Uzun yıllar sadece Anadolu´da yetiştirilen Ankara keçisinin XVII. yüzyılın ortalarından itibaren küçük partiler halinde Hollanda, İngiltere, İtalya ve Fransa’ya götürüldüğü, fakat adaptasyon güçlükleri nedeniyle bu girişimlerin başarısız kaldığı görülmektedir. Buna karşılık, bugün Türkiye dışında Amerika Birleşik Devletleri ve Güney Afrika Cumhuriyetinde Ankara keçisi yerleşmiş durumdadır. Bu iki ülkeden başka Lesotho, Arjantin, Sovyetler Birliği, Avustralya ve Yeni Zelanda´da da sınırlı ölçüde yetiştirilmektedir. Son yıllarda Hindistan, Pakistan, Fransa ve Kenya gibi ülkelerde de Ankara keçisi yetiştiriciliğine bir yönelme görülmektedir.

Ankara keçilerinden elde edilen tiftik, gümüş beyazı rengi, parlaklığı, uzunluğu, elastik olması, dayanıklılığı, iyi boya alması ve diğer tekstil elyafı ile karışabilmesi gibi özelliklerinden dolayı en çok aranan tekstil hammaddeleri arasında yer almaktadır. Tiftik döşemelik ve perdelik kumaş yapımının yanında yün, pamuk  ve sentetik elyaf gibi daha düşük değerli elyafla karıştırılarak, elbiselik kumaşların ve örgü materyalinin imalinde de kullanılmaktadır.

Türkiye´de Ankara keçileri, başlıca, deniz seviyesinden 800 metre yükseklikteki Orta Anadolu Yaylası’nda yetiştirilmektedir. Bu bölge denizden Karadeniz ve Akdeniz boyunca uzanan sıra dağlarla ayrılmıştır. Bölgenin büyük bir bölümünü fakir otlaklar ve step karakterindeki alanlar oluşturmaktadır. İklim yarı-kurak ve yıllık yağış miktarı ortalama 400 mm,daha iç kesimlerde 200 mm kadardır.Bu bölgelerde yağlı kuyruklu koyun ırkları ile keçilerin yetiştirilmesi halka daha ekonomik koşullar sağlamaktadır. Ayrıca Ankara keçileri rutubetten oldukça çabuk etkilenerek ırk özelliklerini kaybetmekte, özellikle tırnak hastalıklarına daha kolay yakalanmaktadırlar. Kireçli ve alkali topraklı merálarda ise tiftiğin yağıltısı ve dayanıklılığı azalmaktadır. Bu nedenlerle, step bölgelerinde kendisine uygun ortam bulabilen Ankara keçisi, Türkiye´nin sahil kesimlerinde yerini kıl keçisini terk etmektedir. Orta Anadolu´dan başka, Güney-Doğu Anadolu´nun Siirt ve Mardin illeri civarında da sınırlı sayıda siyah, kahverengi, bej ve gri renkli Ankara keçileri yetiştirilmektedir.

Türkiye´de Ankara keçilerinin en yoğun olarak bulundukları il Ankara´dır. Ankara´yı Konya, Eskişehir, Afyon, Çankırı, Kastamonu, Yozgat, Çorum, Niğde, Kırşehir ve Bolu illeri izlemektedir.

Ankara keçisi et ve süt  hayvanı değildir. Buna karşılık kırsal kesimlerde etinden ve sütünden yararlanılmaktadır. Ankara keçisinden yararlanma konusunda, tiftik, et ve süt arasında sırasıyla yaklaşık olarak %60, %30 ve %10 gibi bir dağılım olduğu  görülmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.